İSTANBUL’DA YÜKSEK EĞİTİM ZİRVESİ – Ticari Hayat-19.08.2015-s. 3

EURAS Başkanı Aydın, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, zirveye ABD, Kanada, Arjantin, Brezilya, Güney Kore, Çin gibi ülkelerin de bulunduğu 300 üniversiteden 2 bin üniversite temsilcisinin katılacağını bildirdi, EURİE’de dünyanın dört bir tarafından gelecek temsilcilerinin tecrübe paylaşımında bulunacaklarını ve işbirliklerinin artırılması konusunda çalışmalar yapacaklarını ifade eden Aydın, zirve kapsamında 25 konferans düzenleneceğini belirtti.

Her yıl bir ülkede

Aydın, “Bu konferanslarda dünyadaki eğitimde yeni yaklaşımlar, teknolojinin kullanımı, eğitimdeki yeni yöntemler ele alınacak. Katılımcılar hem birbirleriyle işbirliği yapacak hem de dünyadaki yeni ilcinin katılması bekleniyor. gelişmeleri eğitim duayenlerinden öğrenmiş olacaklar. EURlE’nin en büyük kazanımı bu olacaktır” dedi. Toplantıyı her yıl bir ülkede yapmayı düşündüklerini söyleyen Aydın, 2017’de de Azerbaycan’da düzenlemeyi planladıklarını kaydetti.

ULUSLARARASI EĞİTİM ZİRVESİ DÜZENLENECEK – Türkiye-25.08.2015-s. 6

 

Avrasya Üniversiteler Birliği Başkanı Dr. Mustafa Aydın, toplantıda EURİE Avrasya Yükseköğretim Zirvesi’nin amaçlarına değinerek, “Bu zirve ile amaç ülkemiz yükseköğretim sektörünü dünyaya tanıtmak, Türkiye’yi bu sektörde bir cazibe merkezi haline getirerek gerek akademik işbirliklerini gerekse uluslararası öğrenci sayılarını arttırmaktır. Ülkemiz yükseköğretim sektörünü global platformlarda hak ettiği seviyeye taşımak için planlanan bu önemli zirve, dünya çapında gerçekleştirilen yükseköğretim çalışmalarını İstanbul’a taşıyarak ülkemize ve üniversitelerimize benzersiz bir fırsat sunacaktır” açıklamalarında bulundu.

İSTANBUL’DA ULUSLARARASI EĞİTİM ZİRVESİ DÜZENLENECEK – Türkiye-25.08.2015-s. 15

 

Avrasya Üniversiteler Birliği Başkanı Dr. Mustafa Aydın, toplantıda EURİE Avrasya Yükseköğretim Zirvesi’nin amaçlarına değinerek, “Bu zirve ile amaç ülkemiz yükseköğretim sektörünü dünyaya tanıtmak, Türkiye’yi bu sektörde bir cazibe merkezi haline getirerek gerek akademik işbirliklerini gerekse uluslararası öğrenci sayılarını arttırmaktır. Ülkemiz yükseköğretim sektörünü global platformlarda hak ettiği seviyeye taşımak için planlanan bu önemli zirve, dünya çapında gerçekleştirilen yükseköğretim çalışmalarını İstanbul’a taşıyarak ülkemize ve üniversitelerimize benzersiz bir fırsat sunacaktır” açıklamalarında bulundu.

SOSYAL MEDYANIN ETİK SORUNLARI İAÜ’DE TARTIŞILDI – Ankara Başkent-22.02.2017-s. 10

“YALAN YANLIŞ BİLGİLER KAMUOYUNA SUNULUYOR”

İAÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın, “Çağımız bilişim ve bilgi çağı. Artık her mecrada bilgiye çok rahat ulaşılabiliyor. Fakat bilgiye ulaşılırken ulaşılan bilgi değil de o ulaşıla bilginin başına ve sonuna bir takım ilaveler yapmak suretiyle hatta asılsız bilgileri kullanmak suretiyle yaygın bir halde bunun kamuoyuna dağıtıldığını görüyoruz. Bu paylaşım araçlarından önemli bir tanesi de sosyal medyadır. İnsanlar artık birtakım etik ve ahlaki değerlere bağlı kalmaksızın, kamuoyunda farklı bir algı oluşturmak için çoğu zaman aslı astarı olmayan veya bilgiyi tamamen farklılaştırarak veya bilginin rengini değiştirerek kamuoyu yönlendirilmeye çalışılıyor. Bu da çoğu zaman o bilginin merkezinde oturan insanı mağdur duruma düşürmekte, onun özeline ve mahremiyetine müdahale edilmekte ve gerçekten onunla uzaktan yakından ilgisi olmayan bir takım olaylarla ilişkilendirilerek o insanın kamu nezdinde itibarının düşmesine ve zarar görmesine neden olmaktadır. Tabi ki de sosyal medya ve iletişim araçları kullanılmalı.” diye konuştu.

 

ÖZEL YETENEKLİ ÇOCUKLAR İÇİN “ÖZEL EĞİTİM” – Ankara Başkent-01.12.2015-s. 10

Konferansta konuşan İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın, doğuştan gelen zekânın eğitilebildiğini ve geliştirilebildiğini belirterek, “Sadece zeki doğmak yetmiyor. Bunun eğitimle ilerletilmesi, çocuğun hayal gücünü ilerletmesine fırsat tanımak gerekiyor” dedi. Dr. Aydın şunları söyledi: “Biz, Çocuk Üniversitesi’ni geliştirerek ve şemsiyenin altına farklı disiplinlerdeki eğitim sistemlerini de alarak ilerliyoruz. Bu eğitimle beraber üstün ve özel yetenekli insanların, bu yeteneklerinden istifade etmek, o insanların topluma ayak uydurabilmesini sağlamak, o grupla beraber hareket edebilme eğitimini ve kültürünü vermek amaçlanıyor. Bu kapsamda üniversitemizde Çocuk Üniversitesi’nin temellerini atan Ayşin Kaplan’a teşekkür ediyorum. Çocuk Üniversitesi kavramını biraz daha geliştirerek o şemsiyenin altına farklı disiplinlerdeki eğitim sistemlerini de alarak yolumuza devam ediyoruz. Bu çalışmanın çok önemli bir parçasını bu teşkil ediyor. Burada alacağınız tecrübe ve deneyimi hayatınızın bir başka safhasında ve döneminde alamayabilirsiniz. Bugün burada dinleyeceğiniz bilim insanlarını tekrar dinleme imkanı bulamazsınız. O nedenle alabildiğimiz her şeyi dağarcığımıza doldurmaya çalışalım.”

EĞİTİMİN GELİŞMESİ İÇİN ORTAK SİNERJİ YARATMALIYIZ – ARTI EĞİTİM-01.01.2013-S30

DEIK Eğitim Ekonomisi iş Konseyi Başkanı Dr. Mustafa Aydın Konsey olarak tüm üniversiteleri ve ilgili paydaşlarını çalışmalarına davet ettiklerini açıkladı. Aydın, “Birlikte yaratacağımız sinerji 2013 yılında ülkemizi uluslararası eğitim platformlarında çok daha yukarı seviyelere taşıyacak, ülkemizin eğitim alanında ‘cazibe merkezi’ne dönüşme hedefine hissedilir katkılar sağlayacaktır” dedi. Dr. Mustafa Aydın DEİK Eğitim Ekonomisi İş Konseyi Başkanı DEİK bünyesinde faaliyet gösteren Eğitim Ekonomisi İş Konseyimiz, Türkiye’nin uluslararası bir yükseköğrenim merkezi olması amacı ile çalışmalar yürütmek üzere 2011 yılında kurulmuştur. Amacımız; Türkiye’de sunulan yüksek kalitede eğitim hizmetlerinin uluslararası camiada hak ettiği yeri alması için çalışmalarda bulunmak, Türkiye’yi yükseköğretimde bir “cazibe merkezi “ne dönüştürmek ve yüksek öğretim sektörü adına çalışmalar yapmak ve faaliyetler düzenlemektir. Hedeflerimiz; Türkiye’de sunulan yükseköğrenim hizmetlerini uluslararası pazarlarda tanınır hale getirmek, başta bölge ülkeleri olmak üzere, uluslararası eğitim talebini Türkiye’ye yönlendirmek için gerekli alt yapıyı tüm paydaşlarca yüksek düzeyli bir işbirliği içerisinde oluşturmaktır. DEİK Eğitim Ekonomisi iş Konseyi bugün Türkiye’de yükseköğretim sektöründe yapılanmış en geniş platform olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Dünya çapında 160 Milyar $’a ulaşan uluslararası öğrenci hareketliliği UNESCO tahminlerine göre, 2020 yılında 7 milyona ulaşacak ve yükseköğretimdeki uluslararası öğrenci sayısı ile 280 Milyar $’lık bir bütçeye tekabül edecektir. Bu önemli ekonomik gelirden Türkiye gibi önemli, yükseköğretim sektöründe donanımlı, bölgesel güce sahip bir ülkenin hak ettiği payı alması kaçınılmazdır. DEİK Eğitim Ekonomisi iş Konseyi, Türkiye’nin uluslararası bir yükseköğrenim merkezi olması amacı ile çalışmalar yürütmek ve 2015 yılına kadar ülkemize 100.000 uluslararası öğrenci getirebilmek hedefi ile kurulmuştur. YAŞADIĞIMIZ DÜNYANIN ORTAK DİLİNİ İYİ ÇÖZMELİ Günümüzde ülkeler, hükümetler ve kişiler öğrencilerin ufuklarının genişlemesini ve yaşadığımız dünyanın ortak dilini, kültürünü ve iş yapma metotlarını daha iyi anlayıp öğrenmeleri sağlamak üzere yükseköğrenime verdikleri önemi arttırmışlardır. Bu konuda lider ülkelerin kimler olduğunu hepimiz biliyoruz. Bugün Türkiye’deki üniversitelerde dünya çapındaki bu kulvarda öncü koşan üniversiteler ile rekabet edebilecek düzeyde teknik altyapı, akademisyen ve diğer birçok standarda fazlası ile sahiptir. Amacımıza ulaşmak için tüm üniversiteler, kamu kurumları ve ilgili paydaşların bir arada çalışması gerekmekte. Bu nedenle biz konseyimize çeşitli bakanlıkları, TİKA, TÜBİTAK gibi kurumları ve benzer kuruluşları danışma üye olarak aldık. Örneğin. Yüksek Öğretim Kurulu’muzdan Bütün Türk Yüksek Öğretim Kurumlarının (devlet ve vakıf) bölge ülkelerinin Milli Eğitim Bakanlıklarınca tanınması için YÖK’ün bu ülkelerdeki ilgili bakanlıklar nezdinde girişimlerde bulunmasını, uluslararası öğrencilerin transfer, denklik ve başvurularının hızlı sonuçlandırılması için YÖK içerisinde bir birim oluşturulmasını istedik. Dışişleri Bakanlığı’mızdan Büyükelçilik yetkililerimizin bölge ülkelerdeki ulusal eğitim sistemi, üniversiteye kabul sistemi, öğrenci sayısı, öğrencilerin temayülleri.

II 2012-2013 değerlendirmeler ülkenin İK ihtiyaçları gibi konularda bilgi toplaması ve üniversitelerimizle paylaşmasını, vize işlemleri için özel bir statü ve kurallar geliştirilmesi ve öğrencilerin kısa sürede vize alabilmeleri sağlanmasını, İçişleri Bakanlığı’mız bizlere ikamet başvurularının hızlı sonuçlanması için resmi işlemlerin tüm İlçe Emniyet Müdürlüklerinde yapılacak şekilde düzenlenmesi ve İkamet izinleri için yetkili olan kuruluşlarda dil bilen, donanımlı personelin istihdam edilmesi konusunda destek vermekte. 2013 yılı itibari ile ikamet başvuruları ilçelerden yapılabilmekte. DEVLET ELİYLE REKLAM YAPILMALI Turizm ve Kültür Bakanlığı Turizm sektöründe görüldüğü gibi devlet eliyle eğitim sektörünün de reklam ve tanıtımının yapılması, yurtdışı etkinliklerinde üniversitelerin de katılabileceği pavillionlar hazırlanması ve ICEF, NAFSA gibi fuarlarda Türkiye’nin tanıtımının yapılması konusunda hızla çalışmalara başladı. 2012’de Amerika’daki NAFSA fuarında ilk kez Türkiye pavillionu ile bayrağımızı gururla dalgalandırdık. 2013 yılında çok daha büyük ve etkin bir organizasyon ile NAFSA’da olacağız. Öncelikle www.studyinturkey. org.tr web sitemizi kurduk. Bu site uluslararası öğrencilerin Türkiye’ye açılan kapısı olacak. Neden Türkiye bölümünde ülkemizin ekonomik, kültürel ve sosyal yönlerini tanıtırken sitemizde ülkemizin üniversitelerini detaylı şekilde dünya ile tanıştıracağız. Artık fuarlara EEIK üyeleri olarak bir arada katılıyoruz. Bu da bizim gücümüzü artırıyor. Ekonomi Bakanlığı Döviz getirici Faaliyet destekleri ile daha fazla yurtdışı tanıtım çalışması yapma fırsatı buluyoruz. Sayın Bakanımız Zafer Çağlayan Bey’e bu konuda minnettarız. Eğitim sektörümüzü tanıtmak ve yurtdışından öğrenci getirmek için bu destekler bize büyük fayda sağladı. Bugün fuar katılımlarından, yurtdışında düzenlenen konferanslara, basılan broşürlerden internet reklamlarına kadar birçok alanda devletimiz %60’a varan destekler veriyor. En önemlisi de artık uluslararası öğrenci temini bir ekonomi girdi, döviz kazandırıcı faaliyet olarak kabul ediliyor. Bu bizim için büyük bir mutluluk. 2013 ÜLKEMİZ İÇİN ÖNEMLİ BİR YIL OLACAK 2013 yılında ülkemiz için çok önemli bir yıl olacak. Mayıs ayında Amerika-St. Louis’te gerçekleşecek dünyanın en büyük eğitim fuarı NAFSA’ya daha önce hiç görülmemiş bir sayıda katılıyoruz. Çalışmalarımız sonucunda her gün daha da fazla sayıda üniversitemiz ‘Study in Turkey’ çatısı altında birleşerek yurtdışına güç birliği ile açılıyor. Eylül 2013 yılında ise EAIE ve ICEF Eğitim fuarları İstanbul’da gerçekleşecek. Bu dünyanın en önemli 2 fuarına İstanbul’da ev sahipliği yapıyor olmanın gururu içinde bu fırsatları değerlendirmemiz ve yükseköğretim sektörümüzü en etkin şekilde tanıtmamız gerekmektedir. Ben DEİK Eğitim Ekonomisi İş Konseyi olarak tüm üniversitelerimizi ve ilgili paydaşlarımızı çalışmalarımıza davet ediyorum. Birlikte yaratacağımız sinerji 2013 yılında ülkemizi uluslar arası eğitim platformlarında çok daha yukarı seviyelere taşıyacak, ülkemizin hedeflediğimiz ‘cazibe merkezi’ne dönüşmesine hissedilir katkılar sağlayacaktır. 32 www.arliegitim.rom.lr

İNSAN HAKLARI VE DEMOKRASİ MERKEZİ KURULUYOR – Büyükçekmece Gazetesi-09.04.2013- s. 1

İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın, “Tevekkül Karman’a kendi adına Demokrasi ve Özgürlük Merkezi kurma isteğimizi; Yemen ziyaretimizde ilettik. Kendisi de bundan dolayı çok mutlu oldu. Biz de bu merkezin çalışmalarına başladık. Kendisi de desteğini esirgemeden yanımızda oldu” dedi.

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ AVRUPA’YI FETHETTİ – Büyükçekmece Gazetesi-09.07.2013-s7

İstanbul Aydın üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Mustafa Aydın: “Siyaset Akademisi Avrupa öğrencilerimize yurt dışı bilgi ve becerilerini geliştirmek için önemli bir fırsat oldu. Paris ve Brüksel’in eşsiz kültür, sanat ve mimarisi eşliğinde hem gezme hem de alanında uzman isimlerle birebir tanışma imkânı bulan öğrenciler de programa interaktif olarak katkıda bulundular. Yoğun temaslar sonrası Türkiye ve dünya siyaset gündemine damgasını vuracak başlıkların da ortaya çıktığını görüyorum.” dedi.

KİTAPSIZ KÜTÜPHANE, KÜTÜPHANESİZ OKUL KALMAYACAK – Büyükçekmece Gazetesi-25.06.2013-s. 7

İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın; “Bugün aranızda bulunmaktan gerçekten büyük bir mutluluk duyuyoruz. Sayın valimizle İstanbul’da görev yaptığı dönemde birlikte önemli projelere imza attık. Şimdi de bize imkan sağlayarak bu okulumuza katkı yapmaya çalıştık. Bizleri çok iyi ağırladılar. Kendilerine şükranlarımızı sunuyoruz. Ben Trabzonluyum, ancak kendimi bir Siirtli olarak görüyorum. Kızım bir Siirtli ile evlidir. Bundan da büyük bir mutluluk duyuyorum. Kurulan bu köprüler çok önemlidir” diye konuştu.

EZBERCİ DEĞİL SORGULAYAN BİREY – Cumhuriyet-11.05.2013-s9

İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Aydın eğitimde hedeflerini anlattı Ezberci değil sorgulayan birey LEYLA TAVŞANOGLU Heniiz altı yıllık bir üniversite. Ama şimdiden etki alanını genişletmiş. Köklü bir altyapısı var. Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Mustafa Aydın eski bir Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu öğretmen. Önce bütün Türkiye’de dershaneler ağını kurmuş. Ardından bir meslek yüksekokulu açmış. Derken 2007’de İstanbul Aydın Üniversitesi’ni yaratmış. Yıllar alan bu zorlu yolu Dr. Mustafa Aydın şöyle anlatıyor: – Sizin aklınıza bir meslek yüksekokulu kurmak nereden geldi? M.A.- 2000’li yılların başında Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Dairesi Başkanı Bener Çordan beni Ankara’ya çağırdı. Bir meslek yüksekokulu kurmamı tavsiye etti. Şaşırmıştım. Devletin o kadar meslek yüksekokulunun kontenjanları boşken nasıl özel meslek yüksekokuluna kontenjan alabilecektik? İnanmış bir kadroyla yola çıktık. Sonuçta Anadolu Bil Meslek Yiiksekokulu’nu kurduk. Eğitim müfredatlarını oluşturduk. Uygulamalı eğitimi hayata geçirdik. 2003 yılında öğrencinin haftada asgari iki gün eğitim aldığı alanda bir işyerine gidip orada uygulama yapmasını öngördük. Bu da öğrencinin daha mezun olmadan çok rahat iş bulmasını sağladı. Bugün Anadolu Bil Meslek Yüksekokulumuzdan 18 bin mezunumuz var. Bunların yüzde 86’sı da çalışıyor. Biz Türkiye’de olmayan bir sistemi, uygulamalı eğitimi hayata geçirdik. Bundan önce 1994’te Bil Dershaneleri’ni kurmuştum. Şu anda Türkiye’nin her tarafında 200 bine yakın öğrencimiz var bu dershanelerde. 2007’de İstanbul Aydın Üniversitesi’ni kurdum. Bugün Türkiye’nin en büyük üniversitesi haline geldi. Ben çıraklık öncesi eğitimden başladım. Sonra çırak, ardından kalfa oldum. Şimdi ustalığa doğru yürüyorum. Önümüzdeki yıl İstanbul Aydın Üniversitesi’nde artık Tıp Fakültesi’ni de hayata geçireceğiz. Ben otuz beş yıllık biDR. MUSTAFA AYDIN Trabzon, 1956 doğumlu. Hem askeri okul hem de AÜ Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde yükseköğrenimini yaptı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin çeşitli kademelerinde görev yaptı. Yurtdışında uzun yıllar askeri ataşe olarak çalıştı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nden öğretmen subay olarak 1996’da emekli oldu. Mısır’da askeri ataşe olduğu yıllarda Kahire Üniversitesi’nde Endülüs kültürü konusunda doktorasını yaptı. 1995’te Bil Dershaneleri’ni kurdu. Anadolu Bil Meslek Yüksekokulu adıyla bir meslek yüksekokulu kurdu. 2007’de de İstanbul Aydın Üniversitesi’ni hayata geçirdi. rikimimi böylece hayata geçirdim. – Üniversitenin konumundan söz eder misiniz? M.A.- İstanbul Florya’da yaklaşık 170 bin metrekare kapalı alanı, 80 bin metrekare açık alanı olan bir kampusumuz var. Çok zengin bir laboratuvar kompleksine sahibiz. Deprem, gen, tıp bilimleri, tekstil, haberleşme laboratuvarlarımız var. Çok güçlü bir teknik altyapımız var. Yabancı uyruklu hocalarımızın yanı sıra yurtdışında, ABD’de eğitim görmüş Türk öğretim üyelerimiz bulunuyor. Üniversitenin örgün eğitim alan 22 bin öğrencisi var. On bine yakını da uzaktan eğitim alıyor. On bin öğrenciyi de yaşam boyu eğitim merkezinde her yıl eğitiyoruz. Bu, sektörlere vermiş olduğumuz eğitim. Yani toplam 45 bin kadar öğrenci oluyor. Dershanelerdeki öğrencilerimiz bunların dışında. – Üniversite-sanayi işbirliği nasıl gidiyor? M.A.- Sanayi sektörüyle iyi ilişkilerimiz var. İşe yerleştirme oranımız çok yüksek. Türkiye yıllarca ezberci eğitimin getirmiş olduğu handikaplar içinde boğuldu. Öğrenci almış olduğu teorik bilgiyi hiçbir zaman pratiğe dönüştüremedi. Üniversitelerin yapılandırılmasındaki çarpıklık da olumsuz bir etken oldu. Bizim kurumlarımız, yani üniversiteler doğru biçimde yoğurulsalardı, doğru biçimde şekillendirilmiş olsalardı bugün bizi rahatsız eden hiçbir konu karşımıza çıkmazdı. Yıllarca kapalı kapılar arkasındaki hapishanelere dönüştürülen üniversitelerden zaten daha fazla bir şey beklemek olanaksızdı. – Yani bizim üniversiteler onlarca yıl dünyadan bihaber bireyler mi yetiştirdi? M.A.- Bakın, bu topraklardaki üniversite kültürü 1100’lü yıllara kadar uzanıyor. Bugün dünyanın önde gelen üniversiteleri arasında neden bu topraklardan çıkma üniversiteler yok? Çünkü yapıda bir bozukluk var. Biz yaşayan bir eğitimi öğrenciye vermiyoruz. Biz ezbere dayalı, öğrencinin hayatı boyunca asla ihtiyaç hissetmeyeceği bilgilerle onun kafasını dolduruyoruz. Bu çöp tenekesi gibi doldurma yöntemidir, deyim yerindeyse… Kurbağanın sindirim sistemi, yılanın kabuk değiştirmesi, arının petek gözünün kesiti gibi. Biz bu gibi gereksiz bilgilerle öğrencinin kafasını yorarak onu üniversiteye sokuyoruz. Öğrenci üniversiteye girdiği zaman zaten beyni yorgun. Öğrenci asal sayıları bilmiyor; uygulamadan bihaber. İşte, bu eksiklikleri dikkate alarak eğitim sistemimizi değiştirdik. Bugün iddia ediyorum ki bu sistemi Türkiye’de uygulayan hiçbir üniversite yok. – Peki, başlangıçta hiç tepki almadınız nıı? M.A.- İlk günlerde akademik personelimizin birçoğu buna karşı çıktı. “Biz öğrencileri izleyemeyiz. Haftada iki gün işyerlerine gidip gitmediklerini nasıl izleyeceğiz?” dediler. Ama bugün AB ülkeleri tarafından hem diplomalarımız hem de sertifikalarımız kabul ediliyor. Uygulamalı eğitimi de krediye dönüştürdük. Yani öğrenci bir işyerine gittiği zaman her saati ders saati olarak kaydediliyor. Her ay oradan geri besleme alıyoruz. Amirinden öğrencimizin işyeriyle nasıl bir uyum içinde olduğu, iş ahlakına, iş yapma özelliklerine sahip olup olmadığı bilgilerini ediniyoruz. Bu bilgilere göre de öğrencilerimizi ve programlarımızı yeniden şekillendiriyoruz. Öğrenci işyerine misafir sanatçı olarak gitmiyor. Yarın bu insanların bana iş teklif etmeleri gerekir, mantığıyla oraya gidiyor. Sonuç olarak bütün bu uygulamalarımız bugün bizi geldiğimiz noktaya ulaştırdı. ‘KURUMUMUZU PROTESTO ETTİRİRİZ’ I YILDA 800 ETKİNLİK DÜZENLENİYOR – Sizin öğrenci buluşma günleriniz olduğunu duydum… M.A.- Evet. Hem rektörümüzün hem de benim var. Her ay rektörümüz öğrencilerimizle buluşur. O buluşmalarda öğrenciyi sınırsız dinleriz. Bu her ay aksatılmadan gerçekleşir. Tvvitter’da benim 28 bin takipçim yar. Bunların yüzde 70-80’i öğrencidir. Öğrenci tvvitter’dan gece 3’te bana yazar. Sabah üniversiteye geldiğinde o sorunu çözülmüştür. Biz zaman zaman öğrenciye kendi kurumlarımızı bile protesto ettiririz. – Nasıl? M.A.- Örneğin kantini kirli gördüm diyelim. Öğrencilere aynen, “Siz nasıl böyle kirli bir yerde oturuyorsunuz? Ben olsam burayı kullanmam. Ücret ödüyorsunuz. O zaman da size birinci sınıf servis vermek zorundalar. Bunu yapmıyorlarsa bu kantini kullanmayacaksınız” diyorum. Ben öğrencilere böyle çok kantin protesto ettirdim. Biz ancak sorgulayan, hakkını arayan öğrenciler yetiştirirsek yarın Türkiye’yi çağdaş ülkeler düzeyine getirebiliriz. Üniversal bir felsefe içinde, asla dil, din, ırk ayrımı yapılmaksızın dünya insanı yetiştirmeye çalışıyoruz. – Bir yıl içinde çok yoğun etkinlikler yapıyorsunuz. Bunları anlatır mısınız? M.A.- Bir yıl içinde 700-800 etkinlik düzenliyoruz. Demek ki bir günde dört-beş etkinlik birden gerçekleştiriyoruz. Bu insanları geleceğe hazırlıyoruz. Öğrencilerimizin siyasi olaylara, dünyaya, ekonomik gelişmelere ilgi duymaları lazım. Dünya insanı yetiştirmek istediğimizin altını çiziyorum. Bugün üniversitemizde 800 yabancı öğrenci okuyor. Önümüzdeki yıl bu sayı 1500’e çıkacak. Şili’den, Güney Afrika’dan, Güney Kore’den, Rusya’dan, İspanya’dan, Avustralya’dan, dünyanın her tarafından öğrenci bize geliyor. Ama yoğunluk esas Balkanlar, Ortadoğu ve Türki cumhuriyetlerden. Asla din, dil, ırk farkı gözetmediğimizi söylemiştim. Eğitim kurumlarımızda verilen, Hipokrat yemini etmiş bir tıp doktorunun etik değerleridir.

background

Follow on Twitter

Follow on Twitter for news, updates and notices.

Istanbul Aydin University Chairman of the Board of Trustees / BIL Holding and BIL Education Institutions Chairman of the Board of Directors / Cyprus Science University Honorary President

  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image

Follow on Instagram

FOLLOW ON @profmustafaaydin