İstanbul Aydın Üniversitesi (IAU) ve EURAS – Avrasya Üniversiteler Birliği Başkanı ve ekipleri, İran’ın 3. En büyük üniversitesi, ülkenin farklı şehirlerinde 1040 dalı olan ve 450.000’den fazla öğrencisi bulunan, AmirKabir “Uygulamalı Bilim ve Teknoloji” Üniversitesini ziyaret etti.
Üniversitenin eğitimi uygulama bazlı olmakta ve verilen eğitimin %80’i uygulamalı derslerden oluşmaktadır. AmirKabir “Uygulamalı Bilim ve Teknoloji” Üniversitesin ile İstanbul Aydın Üniversitesi’nin vizyon, misyon ve hedefleri birbirlerine benzerlik gösterdiği için birlikte çalışmanın büyük potansiyel taşıdığını görebilmekteyiz. Bu hedefler doğrultusunda yapılan toplantıda alınan karar şu şekildedir: İki tarafın karşılıklı mutabakat antlaşması imzalaması, tarafların kendi bünyelerinde karşı tarafın temsilcilik ofisi açması, AmirKabir “Uygulamalı Bilim ve Teknoloji” Üniversitesi’nin Avrasya Üniversiteler Birliğine katılması ile daha sık karşılıklı ziyaretlerde bulunarak işbirliğine imkân sağlanması kararı alındı.

__________________________________________________________________________________________________

Cooperation with Amir Kabir University

Istanbul Aydin University, President of EURAS Dr. Mustafa Aydın EURAS team have visited 3rd biggest university in the Iran the University of Amir Kabir, which has more than 450.000 students and 1040 departments in the different city of Iran. The education of the university is based on practice and 80% of the education given is made up of practical courses We clearly see that İstanbul Aydin University and Amir Kabir University share same mission and vision that give us to work together. Towards these targets the parties have taken following decisions;

-signing a mutual memorandum of understanding

– opening a mutual representative agency

– Membership of Amir Kabir University in EURAS

– Via visiting making cooperation in many fields

14.10.2017

Küçükçekmece Kent Konseyi Başkanı Dr. Mustafa Aydın 15. Olağan Genel Kurulu’nda Küçükçekmece Halkı ile bir araya geldi.Genel kurulda, Kent Konseyi tarafından yapılan çalışmaları anlatan Küçükçekmece Kent Konseyi Başkanı Dr. Aydın, Küçükçekmece halkının görüşlerini ve ilçe hakkında yapılabilecek önerilerini dinledi.
Genel Kurul öncesi İstanbul Aydın Üniversitesi Müzik Kulübü öğrencilerinin hazırladığı “15 Temmuz Şehitler” klibinin gösterimi yapıldı. Küçükçekmece Belediyesi Nikâh Sarayı’nda düzenlenen 15. Olağan Genel Kurulu’na Küçükçekmece kaymakamı Harun Kaya, Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz’in yanı sıra Küçükçekmece ilçesinde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de katıldı.

———————————

Dr. Mustafa Aydın has participated Kucukcekmece City Council General Assembly

President of Kucukcekmece City Council Dr. Mustafa Aydin has come together with people of Kucukcekmece in 15th. General Assembly of Kucukcekmece City Council. During the General Assembly, the President of Kucukcekmece City Council, explaining the work done by the City Council. Dr.Aydın has listened to the opinions and suggestions of the people of Kucukcekmece about the district.
The General Assembly “15th of July Martyrs” clip which was prepared by Istanbul Aydın University Music Club students, was showed. Kucukcekmece Governor Harun Kaya, Mayor of Kucukcekmece Temel Karadeniz and member of the member of the civil society organization (CSO) have participated to General Assembly of Kucukcekmece City Council where was held in Kucukcekmece Wedding Hall.

UFRAD Franchising Derneği Başkanı ve Dünya Franchise Konseyi Dönem Başkanı Dr. Mustafa Aydın, Türkiye’nin global markalar tarafından dikkatle izlenen bir ülke olduğunu belirterek, sektörün bu yıl 43 milyar dolar olan aktif ciro büyüklüğünün 2020 yılında 50 milyar dolara ulaşacağını söyledi.

Bugün itibarıyla Türkiye’deki zincir işletmelerin sayısının 3 bin, bu işletmelere bağlı şube sayısının ise 60 bin olduğuna dikkat çeken Mustafa Aydın, 350 bin kişinin istihdam edildiğini söyledi. Aydın, “Franchise sektörü, ülkemizin yüzde 10,7 seviyesinde seyreden işsizlik sorununa çözüm bulmada çok önemli ve kritik işlev yükleniyor. Bugün itibarıyla 350 bin insanımızı istihdam ediyoruz. 175 Türk markası bir dünya markası olarak yurt dışında çok önemli başarılara imza atıyor. Hedefimiz dünya sahnesinde yer alan Türk markalarının sayısını 300’e çıkarmaktır” dedi.

“Bu insanlar Türkiye’yi çok iyi izliyorlar”

UFRAD Franchising Derneği Başkanlığı ile eş zamanlı olarak, Dünya Franchise Konseyi ve Asya Pasifik Franchise Konfederasyonu Dönem Başkanlığı görevlerini sürdürdüğünü de hatırlatan Mustafa Aydın, yurt içi ve yurt dışındaki tüm çalışmalarında Türkiye’deki yatırım fırsatlarını anlattığını vurguladı. Sektörün bugün itibarıyla kendi işinin patronu olmak isteyen en az 15 bin yeni girişimci aradığına dikkat çeken Aydın, sektörün yatırım fırsatları hakkında, “Türkiye, franchise sektöründe dünyanın en başarılı ülkelerinden biri. 10-15 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilen Bayim Olur Musun Franchising Fuarımız, dünyanın bu sektördeki en büyük üç buluşma noktası arasında yer alıyor. 500’e yakın markanın katıldığı fuarda; eğitimden gayrimenkule, bilişimden tekstile, gıdadan kozmetiğe kadar onlarca sektörden binlerce girişimciyi buluşturduk. Fuarımızla birlikte ev sahipliği yaptığımız Dünya Franchising Zirvesinde ise ABD’den Çin’e, Avusturalya’dan İngiltere’ye, Yeni Zelanda’dan Brezilya’ya kadar dünyanın dört bir yanından yüzlerce marka sahibi yatırımcılarla bir araya geldi. 44 ülkenin franchise derneklerinin başkanları ülkemize geldi. Onlara ülkemizdeki yatırım fırsatlarını anlattık. Bu insanlar Türkiye’yi çok iyi izliyorlar. Gerçekçi olmayan ve ön yargılı değerlendirmelerdeki hataları bizzat yaşayarak deneyimliyorlar” şekline aktardı.

“Ülkemizin yurt dışında tanınması içinde önemli bir araç”

1991 yılında kurulan UFRAD’ın başarısını kanıtlamış markaların dinamiklerini girişimcilere aktamak amacıyla çalıştığına dikkat çeken Mustafa Aydın, Türk yatırımcılarının markalaşmaya yönlendirilmesi ve yerli markaların teşvik edilerek uluslararası pazarlarda yer almasına hissedilir katkı sağladıklarını sözlerine ekledi. UFRAD bünyesinde 30’dan fazla sektörde franchise sistemini uyguladıklarını kaydeden Mustafa Aydın, şöyle devam etti:

“Franchising markalaşmanın en üst noktasıdır. UFRAD, dünyanın en köklü franchising derneklerinden biri olarak 250’ye yakın uluslararası statüye sahip güçlü firmayı çatısı altında topluyor. Hem ülkemizde hem yurt dışında kaliteli hizmet anlayışıyla büyüyoruz. Hem markalarımıza kazandırıyor, hem de on binlerce yatırımcıya kendi işinin sahibi olma, yüz binlerce çalışana da iş imkanı veriyoruz. Markalarımız artık sadece hizmet ihracatında önemli bir oyuncu değil, Türk ekonomisinin kalkınması ve ülkemizin yurt dışında tanınması içinde önemli bir araç.”

_________________________________________________________________________________________________

President of UFRAD and World Franchise Council term chairman Dr. Mustafa Aydın said “Turkey is a country carefully watched by global brands and that the sector’s total turnover of 43 billion dollars this year will reach 50 billion dollars in 2020. The franchise sector is a very important and critical function in finding solutions to the unemployment problem, which is 10.7 percent of our country. today, we employ 350 thousand people. 175 Turkish brand makes a great success abroad. Our goal is to increase the number of Turkish brands in the world arena to 300,

“These people watch Turkey closely”

President of UFRAD Franchising Association Mustafa Aydin reminded that he continued his duties as the World Franchise Council and Asia Pacific Franchise Confederation as a term chairman. He emphasized that he is talking about investment opportunities in Turkey in all his domestic and international activities.

Dr. Aydin pointed out that at least 15 thousand new entrepreneurs wanted to be the boss of their business today, Turkey is one of the most successful countries in the franchise sector. “Be My Dealer” Franchising Fairs, which took place between October 10 and October 15, is one of the three biggest meeting points in the sector.

In the exhibition where 500 brand were taken a place, we have brought together thousands of entrepreneurs from dozens of sectors, from educational to real estate, from informatics to textiles, from food to cosmetics. At the World Franchising Summit, which we hosted together with our fairs, we gathered hundreds of brand-name investors from all over the world, from USA to China, from Australia to the UK, from New Zealand to Brazil. The presidents of franchise associations of 44 countries have come to our country.

We told them about investment opportunities in our country. These people are watching Turkey closely. They have experienced unrealistic and prejudiced assessments themselves “.

“This is an important instrument to come to be known in foreign countries””

President of UFRAD has added “Founded in 1991, UFRAD has been working to transfer the dynamics of established brands to entrepreneurs contributes to encourage Turkish investors to brand and encourage domestic brands to participate in international markets. UFRAD is implementing franchise system in over 30 sectors.

Franchising is the top point of branding. UFRAD is one of the oldest franchising associations in the world and is gathering under the roof of a powerful company with nearly 250 international status. We grow both in our country and abroad with an understanding of quality service. We gain both our brands, we give opportunities tens of thousands of investors to have their own business and we also support hundreds of thousands of employees to work. Our brands are not only important player in service exports, but also they are important tool in the development of the Turkish economy and recognition of our country abroad. ”

20.10.2017

UFRAD Franchising Derneği tarafından verilen II. UFRAD Franchising Ödülleri, Eski Büyükdere İskelesi’nde 13 Ekim’de düzenlenen törenle sahiplerini buldu.

UFRAD Franchise Ödüllerinin verildiği Gala Gecesinde yapılan ödül töreninin ardından İstanbul Aydın Üniversitesi Anadolu BİL Meslek Yüksekokulu Moda Tasarım Programı öğrencilerinin hazırladıkları kıyafet koleksiyonu, II. UFRAD Franchising Ödülleri’nin verildiği geceye damga vurdu.  Koreografisini ünlü koreograf Asil Çağıl’ın yaptığı defilede,  İAÜ’lü Moda tasarımcılarının Kars Gücün Zaferi, Sevdamız Karadeniz Amazonlar, Gaziantep Zeugma, Pamukkale Tripolis, Ege Güzeli adlı koleksiyonları içeren karma bir sergi sunumu gerçekleştirildi. Ayakta alkışlanan defile sonrası geceye destek veren Anadolu BİL Meslek Yüksekokulu Moda Tasarım Programı Öğretim Görevlisi Ayten Gedik’e teşekkür plaketini UFRAD Franchising Genel Başkanı Dr. Mustafa Aydın takdim etti.

Franchising Büyüklük Ödülü Burger King’e verilirken,  Osmanlı Kahvecisi ise Franchising En Hızlı Büyüme Ödülü’ne layık Dünya Franchising Zirvesi 2017 ile eş zamanlı gerçekleştirilen  II. UFRAD Franchising Ödülleri görkemli bir törenle sahiplerini buldu. Eski Büyükdere İskelesi’nde 13 Ekim’de düzenlenen gala gecesinde verilen ödül törenine UFRAD Franchise Derneği Genel Başkanı Dr. Mustafa Aydın başta olmak üzere iş ve siyaset dünyasının önemli isimleri katılım gösterdi. Ödül töreninde konuşan Dr. Mustafa Aydın, Dünya Franchising Zirvesi ve Franchising Fuarı’nın eğitimden gayrimenkule, bilişimden tekstile, gıdadan kozmetiğe pek çok sektörden girişimcileri buluşturduğunun altını çizdi. Dr. Aydın, 43 milyar dolarlık ciro, 50 binin üzerinde zincir mağaza, 200 bin kişilik istihdama sahip olan ve 2020’da 50 milyar dolarlık bir pazara ulaşması beklenen franchising sisteminin yeni yatırımlar ve iş birlikleri ile ülke ekonomisine büyük katkı sağladığına işaret etti. Markalaşmanın önemine dikkat çeken Dr. Aydın, Türkiye’nin 300’ün üzerinde markaya sahip olduğunu belirtti ve “Şu anda 175 tane markamız dünya ekonomi piyasasında yer alıyor.  Ana hedefimiz de bu markaların sayısını en az 300’e çıkarmak” dedi.

UFRAD Franchising Ödülleri

UFRAD Franchising Ödülleri’nin verildiği gala gecesinde; Türkiye’de 638 işletmeye ulaşan Burger King’e ‘Franchising Büyük Ödülü’ verilirken,  5 yıldan kısa sürede 180 franchise’a ulaşan Osmanlı Kahvecisi ise ‘Franchising Büyüme Ödülü’ne layık görüldü.  Avrupa’nın 7 ülkesinde 75 işletme açan Çiğköftem markasına ‘Dışa Açılma Ödülü’ verilirken; 190 işletmede 212 kadın franchise ile büyüme gösteren B-Fit markası ‘Pozitif Ayrımcılık Ödülü’ aldı. Bursa ile özdeşleşmiş Bursa Kebap evine ‘Gelenek Ödülü’, Franchise & More markası ‘Franchise Sistemine Katkı Ödülü’ takdim edilirken; MedyaFors Fuarcılığa Özel Teşekkür Ödülü ve İzmir’de down sendromluların çalıştığı İyilik Atölyesi’ne ‘Mansiyon’ verildi.

13.10.2017

____________________________________________________________________________________________________

Franchise Awards has found its owner

Giving by UFRAD Franchising Association the II. UFRAD Franchising Awards have found their owners at the ceremony held on October 13 at the Eski Büyükdere Iskelesi.

After the award ceremony, the student of Istanbul Aydin University Anadolu Bil High school fashion design departments has marked in the award ceremony.

A mixed exhibition presentation was organized by famous choreographer Asil Cagil’s collection, the collections of IAU Fashion designers Kars Power Victory, Sevdamız Karadeniz Amazons, Gaziantep Zeugma, Pamukkale Tripolis, Ege Güzeli. After a presentation, Presidents of UFRAD Dr. Mustafa Aydin has awarded Fashion Design Programme academician Ayten Gedik with a plaque.

At the awards ceremony where was held at the Eski Büyükdere Iskelesi on October 13th, President of UFRAD Dr. Mustafa Aydin, businessman, and politicians have participated in the ceremony. Giving a speech at the award ceremony, Mustafa Aydin has underlined that the World Franchising Summit and Franchising Fair attracted entrepreneurs from education to real estate, information technology, food, and cosmetics.

Dr. Aydin has expressed “the franchising system, which has a turnover of 43 billion dollars, 50 thousand chain stores, and employment of 200 thousand people, has expected to reach 50 billion dollars’ worth of bazaars in 2020. Franchising has contributed greatly to the country’s economy through new investments and cooperation.” Pointing out the importance of branding Dr. Mustafa Aydın” there are more than 300 brands in Turkey. At the moment there is 175 Turkish Brand in global markets. Our target is that to increase that number to 300.”

II. UFRAD Franchising Awards are given at the gala night; The Burger King was awarded the “Franchising Grand Award”, which reached 638 operations in Turkey. The Ottoman Coffee House, which reached 180 franchises in a short period of 5 years, was awarded the “Franchising Growth Award”. While the Çiğköftem brand, which opened 75 businesses in 7 European countries, was given the ‘Outward Opening Award’; with 190 the franchises and 212 women workers B-Fit brand has received “Positive Discrimination Award”. Bursa Kebab House, identified with Bursa, has been presented with the “Tradition Award” and the “Franchise & More”brand ‘Contribution to the “Franchise System” award besides Special thanks to MedyaFors Exhibition.

Aydın, “Şu anda 175 civarında markamız dünya ekonomik platformlarında, pazarlarında yer almakta ana hedefimiz asgari 300’e çıkarmak”

Ulusal Franchising Derneği (UFRAD) Başkanı Mustafa Aydın, “Şu anda 175 civarında markamız dünya ekonomik platformlarında, pazarlarında at koşturuyor, ana hedefimiz asgari 300’e çıkarmak.” dedi.

Medyafors Fuarcılık organizasyonu, UFRAD iş birliği ve Coldwell Banker Türkiye ana sponsorluğunda gerçekleştirilen “15’inci Bayim Olur musun Franchising ve Markalı Bayilik Fuarı”nın açılışı Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, eski Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, UFRAD Başkanı AydınAvrupaFranchise Federasyonu Başkanı Michael Eyre ve çok sayıda ülkenin franchising başkanlarının katılımıyla gerçekleştirildi.

Açılış töreninin ardından gazetecilere açıklama yapan Aydın fuar kapsamında 50 civarında ülkenin franchising başkanlarının Türkiye‘ye geldiğini söyledi. Türkiye‘nin görüntüsünü dünya kamuoyu ile doğru paylaşabilmek adına bu ve benzeri çalışmaları yaptıklarına dikkati çeken AydınTürkiye‘de sektörün yıllık ticaret hacminin 43 milyar dolar olduğunu söyledi.

Türkiye’nin sektörde 300’ün üzerinde markaya sahip olduğunu belirten Aydın, şunları söyledi:

“Burada en önemli konu Türk markalarının uluslararası platformlarda yer alması. Eğer marka değilse yapılmış çalışma, eğer yapılmış çalışmayı markalaştırıp da Dünya Ekonomik Platformuna sunmuyorsanız, her ne yaparsanız yapın bunun sadece hamallığını yapmış olursunuz.Dolayısıyla Türkiye artık yaptığı çalışmalarla, üretim sektöründe, imalat sektöründe, hizmet sektöründe hamallıktan öteye giderek, kendi markalarıyla bu çalışmaları dünya kamuoyuna tanıtıyor ve dünya pazarlarına sunuyorsa o zaman bir anlam ifade ediyordur. Şu anda 175 civarında markamız dünya ekonomik platformlarında, pazarlarında at koşturuyorlar, ana hedefimiz asgari 300’e çıkarmak.”

Sektörün Türkiye‘deki yıllık büyüme hızının ortalama yüzde 20 civarında olduğunu belirten AydınAvrupa‘da bu oranın yüzde 10’lar civarında olduğunu aktardı.

Fuardan verilen bilgiye göre, 22 bin metrekare alanda, ulusal ve global ölçekte 300’e yakın marka ve 38 bin ziyaretçiye ev sahipliği yapacak olan fuar, yabancı yatırımcıların da ajandasında ilk sırada yer alıyor.

İstanbul’da düzenlenen fuar, ÇinKanadaFransa, Endonezya, KoreLübnanMalezyaFilipinlerRusyaİngiltereMısırArjantinTaylandİspanyaAvustralyaMeksikaABDBrezilyaKolombiya ve Guatemala’dan gelen yatırımcıları ve heyetleri Türk markalarıyla buluştururken, bu yıl “Dünya Franchise Zirvesi”ne de ev sahipliği yapacak.

Zirve kapsamında Asya Pasific Franchise Konfederasyonu (APFC) ve Dünya Franchise Konseyi ile birlikte Avrupa Franchise Federasyonu (EFF) toplantıları gerçekleştirilirken, Amerika‘dan Çin‘e, Güney Afrika‘dan İngiltere‘ye kadar birçok önemli ülkenin franchise dernekleri, üye markaları ve yetkilileri de biraraya gelecek.

__________________________________________________________________________________________________

Heart of Franchise Sector beats in İstanbul

Aydın” we have around 175 brand in World economic platform and markets. Our aim is that to increase this number to 300

15th “Be my Dealer” exhibition, organized by MedyaFors Fair organization, UFRAD business association and Coldwell Banker Turkey main sponsor, has taken a place İn CNR. Minister of Development Lutfı Elvan, Former EU Minister Egemen Bagıs, President of UFRAD Dr. Mustafa Aydın, President of EFF Michael Eyre and Franchising presidents from all around the World have participated to Opening ceremony of Be My Dealer Exhibition.

During the meeting Dr. Aydın” almost 50 franchising presidents from all around the world have come to Tukey. Addressing importance of this event Dr. Aydın expressed” in order to show power of Turkey to The World this kind of events means a lot. The trade volume of franchising sector is $43 billion per year. There are almost 300 brands in Turkey. The important thing is taking place at İnternational platform. If you cannot make your work brand and show it to the Global Platform, ıt means nothing. That’s why turkey should be in global market with its own brands. At the moment around 175 brands are in the global platforms. Our aim is that to increase that number to the 300”Highlighting that annual growth rate of the franchising sector is about %20 in Turkey, this rate is %10 in Europe.

From exhibition; The exhibition, 22 thousand square meters of area, which was hosted 300 brands on national and global arena and 38 thousand visitors, is in the first place in the agenda of foreign investors.

The exhibition , held in Istanbul, attracts investors from China, Canada, France, Indonesia, Korea, Lebanon, Malaysia, Philippines, Russia, England, Egypt, Argentina, Thailand, Spain, Australia, Mexico, USA, Brazil, Colombia and Guatemala will host the “World Franchise Summit” this year while meeting delegations with Turkish brands.

As part of the summit, the Asia Pacific Franchise Confederation (APFC) and the World Franchise Council (WFC), as well as the European Franchise Federation (EFF) meetings, were held franchise associations, members, brands and authorities of many important countries from America to China, South Africa to the UK.

İstanbul Aydın Üniversitesi’nde, İAÜ Toplumsal Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (TARMER) ve Yeni Medya Araştırma Uygulama Merkezi’nin iş birliğiyle “Dijital Dönüşüm ve Toplumsal Etkileri” başlıklı çalıştay yapıldı.

Gerçekleşen çalıştayda dijital dönüşümün ne olduğu, dijital dönüşüm hayatımızın neresinde olduğu konuları üzerinde konuşularak dijital dönüşümün toplumsal etkileri incelendi. İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Florya Kampüsü’nde gerçekleşen çalıştaya, birçok üniversiteden akademisyen, araştırmacı gazeteci, sosyolog ve sektörden konusunda uzman kişiler katıldı.

Dijital Dönüşüm Bakanlığı Kurulmalı

İlk oturumda dijital dönüşüm çağının hayatımıza etkilerinden bahseden Türkiye Dijital Dönüşüm Derneği Başkanı İsmail Hakkı Polat, dijital dönüşümün 3 altın kuralına vurgu yaparak bunların üretimde teknoloji, dağıtım pazarlamada internet ve yönetimde veri olduğunu ifade etti. İkinci oturumda ise dijital dönüşümün toplumsal etkileri üzerinde yoğunlaşılarak dijital dönüşümün olumlu ve olumsuz tarafları psikolojik ve sosyal boyutlarıyla incelendi. Ayrıca, çalıştay boyunca yapılan değerlendirmelerde dijital dönüşüm gerçekleşirken doğru kamu politikalarının belirlenmesi, hatta Dijital Dönüşüm Bakanlığı’nın kurulması gerektiği tespitlerinde bulunuldu.

İAÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın, TARMER’in toplumsal problemleri irdeleme ve çözme gayretini takdirle ifade ederek, dijital dönüşümü günümüzün zaman zaman bir problem ,zaman zaman bir kazanım olarak değerlendirdiğini belirtti. “Hepimizin kullandığı digital alet ve uygulamalar çağın öngörmüş olduğu, bizlere ciddi katkılar sağlayan teknolojilerdir. Ama bunlar birçok problemi de beraberinde getiriyor. Dolayısıyla burada esas masaya yatırmamız gereken konu “teknolojinin insanlığa nimetlerinden istifade ederken insanlığa zarar veren yönlerini nasıl bertaraf edebiliriz?” sorusunu kendimize sormanın önemine dikkat çeken Dr. Mustafa Aydın, “böyle bir çağda elbette teknoloji ve dijital medyayı kullanacağız ancak beraberinde getirmiş olduğu zararları, olumsuzlukları bertaraf etmeyi de bilmeliyiz” dedi.

“Türkiye’de 66 milyon internet kullanıcısının 53 milyonu her gün internete giriyor”

Türkiye’nin dijital dönüşüme çok hızlı ayak uydurabildiğini belirten Türkiye Dijital Dönüşüm Derneği Başkanı İsmail Hakkı Polat, “Dijital dönüşümün temelinde sosyal, ticari ve kültürel alanlardan azami derecede yararlanmak ve bununla ilgili tehditlerle başa çıkabilecek çözümler geliştirmek var. Bunların ikisini aynı anda yapmak son derecede zor. Türkiye çok genç bir nüfusa sahip. Dolayısıyla hem sosyal hem de bireysel anlamda, özellikle yeni jenerasyon bu alana çok ciddi anlamda girmiş ve intibakı kısa sürede sağlamış durumda. Ama bir de kuşak farkı var , orta yaş ve daha üstünün bu dönüşme bakışı, bu bakışın genç kuşakla örtüşmesi ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Ama Türkiye potansiyel olarak bu dünyaya intibakı en yüksek ülkelerden birisidir” ifadelerini kullandı. Diğer taraftan, BTK’nın açıkladığı rakamlara göre Türkiye’de 66.4 milyon kişinin interneti kullandığını, ancak 53 milyonun her gün internete girdiğini söyleyen Polat, “Fırsatlar olduğu gibi olumsuz taraflar da var. Veri alışverişimizin yüzde 82’si ‘download’, yani tüketim amacıyla kullanılıyor. Eğer biz dijital dönüşümde ileri bir toplum olmayı hedefliyorsak, verimlilikle ilgili bir kriter koymadan işimiz çok zor.”

“4. Sanayi Devrimi geçmiş sanayi devrimlerine benzemez”

Sanayi Devri kapitalizm teknolojisinin, küreselizmin teknolojisinden farklı olduğuna dikkat çeken Sosyal Medya ve Bilgi Teknolojileri Stratejileri Derneği Başkanı Abdullah Çiftçi, “21. Yüzyıl, kendi sanayi devrimi, kendi ekonomik modeliyle geliyor. Artık dijital dünya beraberinde sosyolojik tanımlarını,yeni kavramlarını ve kendi kültürünü getirdi. Yeni sanayi devrimiyle birlikte yeni şehir modeli, yeni insan modeli, yeni insan karakteri ortaya çıkmaktadır. İnsanların 21. Yüzyıl’da aile, çocuk ve birey üzerindeki sosyolojik değişimleri analiz etmesi lazım çünkü artık tamamen hayatımız dijital platformda olacak. Akıllı evler, akıllı şehirler geliyor. 4. Sanayi devrimi geçmiş sanayi devrimlerine benzemez. Kendi dili, kültürü, para birimi ve kendi ekonomisi olan yepyeni bir dünyanın içerisine giriyoruz. Yeni bir dünya geliyor ama bu dünya biraz da kurgulanıyor. Bunun sadece ekonomik ve teknik yönünden değil hayatımıza getireceği değişimleri de analiz etmezsek kendi tarihimizden, kültürümüzden koparak başka bir dünyayı savunmamız mümkündür. Geleceğin dijital dünyasının oluşturulmasında Türk gençlerinin payının yüksek olacağını düşünüyorum” diye konuştu.

____________________________________________________________________________________________________

53 million from 66 million internet users in Turkey use internet every day

Cooperation with Istanbul Aydin University Social Research and Application Center (TARMER) and New Media Research and Application have organized on theme “Digital transformation and Social Effect” workshop. During the workshop, participations have discussed meaning of digital transformation, the place of digital transformation on our lives and social impact of digital transformation. Many academicians, researchers, journalists, sociologists and experts on their fields have attended to the workshop.

Digital transformation Ministry should be built

In the first session of workshop, President of Turkey Digital Transformation, Ismail Hakkı Polat has emphasized 3 golden key of digital transformation those are technology on production, internet on marketing and data on managing.  In the second session; participants have discussed social effect of digital transformation, negative and positive side of digital transformation, and sociological effect of digital transformation. Therefore participants have also highlighted necessity of building digital transformation Minister to designated right public policy.

Expressed his pleasure of the way of examine of social problem President of IAU Dr. Mustafa Aydın “digital transformation can be sometimes a problem, sometimes a benefit. All these digital tools that we use, are part of technology. Unfortunately these technological tools bring with problems. The main question is that how can we save us from damaged of technology while we benefit from technology. We have to use technology and digital media in digital era but we should also learn how to fight with negative side of technology.
“53 million from 66 million internet users in Turkey use internet every day”

Mentioning that digital transformation can fit very quickly in Turkey, Turkey Digital Transformation Association President Ismail Polat ” To make maximum use of social, commercial and cultural areas on the basis of digital transformation and to develop solutions that can deal with the threats associated with it To do both of them are really difficult.  Turkey has a great young population. Our problem is that          a generation gap between young generation and old one. But turkey is he one of the most successful country about orientating. According to BTK data; there are 66 million internet users in Turkey but just 53 million users are active. There are negative sides as well as opportunities. %82 of our data exchange is used for ‘download’. If we aim to be a society that is advanced in digital transformation, our work is very difficult without setting a benchmark for efficiency. ”

4th Industry revolution is different than others.

Addressing differences between industry revolution technology and global technology, President of Social Media and İnformation Technology Strategy Association Abdullah Ciftci” 21th century comes with its own industry revolution and economic models. Digital World brings with concept of sociology, new concepts and its own cultures. A new industry revolution lead to new city, people, character models. People should analyze sociologic changes on family, children and individual because in the near future everything will be based on digital platform. Intellectual house and cities will be built. 4th industry revolution is totally different than others. We welcome new World which has its own culture, currency and economy. We should examine this procedure not only economic and cultural basis but also new changes on our life. Otherwise it is not possible to adopt ourselves in new era. I strongly believe that the share of Turkish youth will be high creating the digital world of the future.

11.10.2017

İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Mütevelli Heyeti Başkanı Mustafa Aydın bir üniversite reformuna ihtiyaç duyulduğunu  söyleyerek, üniversitelerin kendi kaynaklarını yaratması ve artık CEO’lar tarafından yönetilmesi gerektiğini söyledi.

Gazete Habertürk’ün haberine göre, Akademik yıl açılış töreninde konuşan Aydın, üniversitelerin ilgi alanlarına göre  sınıflandırılması gerektiğini belirtti. Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Üniversitelerin en fazla üç sıklet merkezi belirleyip, enerjisini o alana yoğunlaştırması lazım. 1400’lü yıllarda Beyazıt’ta bir üniversite olduğu rivayet edilir. Bu coğrafyada dünyanın en eski üniversiteleri kurulmuştur. Peki dünya sıralamasında
kaç üniversitemiz var? Kaç mucidimiz ya da teknolojide, bilimde bizimle anılan çalışma var? O zaman bir yerde problem var demektir.”

Dünyanın her yerinde üniversitelerin CEO’lar tarafından yönetildiğini anlatan Aydın, Harvard’ın 35 milyar dolar, Yale’in 23 milyar
dolar, Berkeley’in 18 milyar dolar, MIT’nin 28 milyar dolar bütçesi olduğunu söyledi.

__________________________________________________________________________________________________

Expressing necesity of University reform, president of Istanbul Aydin university(IAU) Dr. Mustafa Aydın, “each university should be responsible to create their own recourses and Universities should managed by CEO’S. He has continued his words universities should be categorized according to their interests. They should specify 3 areas and focus on those areas.

It is reported that there was a university in Beyazit in 1400s. The world’s oldest universities are established in this geography. So how many Turkish University do we have in the World ranking list?  How many Turkish inventor or scientific work are known in the World? Then there is a problem somewhere. Universities in All over the World, manage by CEO’s Harvard has $35 million, Yale has $23 million, Berkeley has $18 million, MIT has $28 million budget. “

05.10.2017

Emekli Büyükelçi Ender Arat, Türklerin tarih boyunca sığınmacılara kucak açtığını söyledi.

İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) bünyesinde gerçekleştirilen Batı Platformu’nun konuğu emekli Büyükelçi Ender Arat oldu. Ender Arat kaleme aldığı “Türklere Güvendiler” kitabı ile birlikte yüzyıllar öncesinden bugüne Türkiye’ye ve Türk insanına sığınanları anlattı.

Toplantıya, eski AB Bakanı Egemen Bağış, İAÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Mustafa Aydın, Ender Arat ve akademisyenler katıldı. Katılımcılarla birlikte kitapta da yer alan birçok bilinmeyen örneği anlatan Arat, böylelikle son zamanlarda Türkiye’ye sığınan mültecilerin aslında ilk olmadığını, Türklerin her zaman ihtiyacı olan herkese kapısını sonuna kadar açtığını söyledi.

“Dünyaya bir insanlık dersi vermiş oluyoruz”

Dr. Mustafa Aydın, Türk insanının mülteciler konusunda dünyaya bir insanlık dersi verdiğini dile getirerek, “Bizim tarihten bu yana herkese kucak açmamız aslında dünyaya bir insanlık dersi vermek olarak adlandırılabilir. Bugün bile milyonlarca mülteciye ev sahipliği yapan Avrupa’nın 50 mülteci almak için hesap yaptığı bir dönemde milyonlarca Suriyeliye ev sahipliği yapan bu toprakların sadece bugün değil, tarih boyunca insanlık ve kardeşlik anlayışını ön planda tuttuğunu da ortaya koymuş olacağız. Birçok şeyi biz burada yeni yeni öğreniyoruz. Yıllarca birçok farklı ülkeden birçok kişiye hep kucak açmışız. Krallara, başbakanlara ev sahipliği ile ‘Bize sığınan bize emanettir’ anlayışı ile hep onlara hizmet vermişiz. Hatta birçoğu borç bırakarak ülkelerine dönmüş ki onların borçlarını bile üstlenmişiz. ‘Türklere Güvendiler’ adlı çalışma, bu ülkenin kapısına gelen herkese kapısını açtığının bir göstergesidir” dedi.

“Mültecilere kucak açmak genetik kodumuzun bir gereği”

Egemen Bağış ise “Bugün mültecilere yapmış olduğumuz şey aslında genetik kodumuzun bir gereği” diyerek, “Ender Bey ‘Türklere Güvendiler’ adıyla birlikte çok enteresan bir kitap kaleme aldı. Tarih boyunca bu topraklara sığınmış, farklı kültürlerden, milliyetlerden, ülkelerden insanların bu topraklarda nasıl huzur ve refah bulduğunu, nasıl özgürlük bulduğunu anlatan anekdotları kaleme almış. Zamanında İspanyollardan kaçan Musevilerin bu topraklara sığındığı gibi, İran’dan kaçan Humeyni’nin de, ikinci dünya savaşında Nazilerden kaçan akademisyenlerin de, Polonya’daki zulümlerden kaçan insanların gelip İstanbul’da ‘Polonezköy’ adı altında bir semt oluşturmalarına kadar hepsinin perde arkası var. Bugün ülkemizde 4 milyona yakın Suriyeli ve Iraklıyı barındırıyor olmamızın aslında bizim genetik kodumuzun gereği olduğunu bir kez daha görmüş oluyoruz. Yani Türkiye bunu ilk defa yapmıyor. Tarih boyunca her zaman baskı görenlere, mazlumlara, ihtiyaç sahiplerine kucak açan bu millet bugünde mültecilerle birlikte kendi genetik kodunun gereğini gerçekleştiriyor” şeklinde konuştu.

Batı Platformu’nun konuk konuşmacısı Ender Arat da, 20 yıllık emeği olan kitabı ve Türklerin tarih boyunca neden bu kadar benimseyici olmasının gerekliliklerini açıklayarak, “Türkiye’ye sığınanlar denilince hep aklımıza Yahudiler, Alman profesörler gelirdi. Sonradan Macaristan’da büyükelçilik yaparken Macar büyük devlet adamlarının da zamanında Türkiye’ye sığınarak kurtulduğunu öğrendim. Oradan ilk kıvılcım çıktı. Yaptığım araştırmalar sonucunda 45 değişik ülkeden çok yüksek seviyedeki insanların Türkiye’ye sığındığını gördüm. Masum ve zavallı insanlar yığınlarla gelip bu topraklarda kurtuluşu bulmuşlar” dedi.

“Sığınmalarının asıl nedeni Türk insanının gönül zenginliğidir”

Sığınmaların asıl nedenini Türk insanın yapısıyla alakası olduğuna değinen Arat, “Bu kadar çok insanın bize sığınmasının temelinde, coğrafya olabilir. Fakat bu coğrafyaya hiç yakın olmayan topraklardan da gelenler var. O yüzden sadece coğrafya diyemeyiz. Bunun dışında güç olabilir. Sonuçta Osmanlı imparatorluk düzeyindeydi. Şu anda bir imparatorluk seviyesinde değiliz ama ne kadar özverili olduğumuzu da görüyorsunuz. O yüzden aslında buradaki en büyük etkenin Türk insanının gönül zenginliği ve misafirperverliği olarak görüyorum. Türk insanı her zaman darda olanı bağrına basıyor. Başka bir ülkede ya da toplumda ‘tanrı misafiri’ diye bir terim yoktur. Ya da ‘komşum açken ben tok uyuyamam’ diye de bir atasözü yok” ifadelerini kullandı.

Son olarak Suriyeli mültecilere tepki gösterenlerle ilgili olarak konuşan Arat, “Suriyeli mültecilerin ülkeleri kökten yıkıldı. Sonuçta Türkiye’ye keyiften gelmediler. Canlarını kurtarmak için geldiler. Her ne kadar tepki gösteren bir grup olsa da, yine de Türk halkı onlara yardım etmeye devam ediyor. Para vermese bile elbet bir şeyini paylaşıyor. Yani aslında özümüzü kaybetmiyoruz” diyerek sözlerini sonlandırdı
——————————————————-

Retired Ambassador Ender Arat “Turkısh people has been protecting refugees throughout history”

Retired ambassador Ender Arat was a guest on Western Platform which was organized by IAU. Ender has explained his book “they trusted to Turks” and refugees who has taken shelter in Turkey and Turkish people.
Vice EU Minister Egemen Bagıs, President of Dr. Mustafa Aydin and academicians have participated to the panel. Explaining his book Arat has said “this is not a first time that Turkey is a shelter for refugees. Turkey always opens its doors to everyone.
“We have given lecture of humanity to the World”
Expressing that Turkey has given a lecture of humanity to the World, President of IAU Dr. Mustafa Aydin” Even today, when Europe is considered to take 50 refugees Turkey which hosts millions of refugees, is home to millions of Syrians. We have also shown that these lands have kept the concept of humanity and fraternity throughout history. We learn a lot of new things here. We have always protected people from different countries for many years. We have always served them with the understanding entrusted. Many of them have even left their debts to the country, and we have even taken their debts. “They trusted Turks” is a demonstration of opening the door of everybody who came to the door of this country.”
“The Embracing refugees is in our genetics”
Former EU Minister Egemen Bağış “Mr.Ender received a very interesting book with” They trusted Turks”. Throughout history, he has taken anecdotes about how people from different cultures, nationalities, and countries found peace and prosperity in this land and how they found freedom. As the Jews have escaped from Spain in time flee to these lands, Khomeini fleeing from Iran, the academics fleeing from the Nazis in the second world war, people who escaped from the persecution in Poland came and built a neighborhood called ‘Polonezkoy’ in Istanbul. Today, we are once again seeing that our country hosts to nearly 4 million Syrians and Iraqis, in fact, this is in our genetic code. So Turkey is not doing this for the first time. Throughout history, this nation that has always protected the refugees”
“The tolerance of the Turkish people is the main reason that the refugees have asylum Turkey “
Referring to the fact that the main reason for the refuge is related to the Turkish people, Arat said, “Geography can be the basis of so many people taking refuge in us. But there are also those who come from lands that are not close to this geography. So we cannot just say that geography is the only reason. There can be another reason. After all, the Ottoman was on the level of Empire. We are not at the level of an empire at the moment, but you see how self-sacrificing we are. So I think that the main factor is actually the Turkish people’s hospitality
Finally, Arat, speaking about those who react to Syrian refugees, has said, “The countries of Syrian refugees have been radically destroyed. After all, they are not enjoying to come to Turkey. They came to save their lives. Although there is a group that reacts, the Turkish people still continue to help them. Even if they don’t give a money to them, they certainly share something. So, in fact, we do not lose something from ourselves”

04.10.2017

İstanbul Aydın Üniversitesi’nin 2017-2018 akademik yılı açılışı, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın teşrifleriyle gerçekleşti.

İstanbul Aydın Üniversitesi’nin 2017-2018 akademik yılı eğitim yılı açılışı, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın katılımıyla gerçekleşti. Açılış konuşmasında Kuzey Irak’ta gerçekleşen referandumu gündeme getiren Bozdağ, “Barzani referandumu iptal etmelidir. Türkiye sınırındaki gelişmelere karşı kendi milli güvenliği açısından göz yumamaz” şeklinde konuştu.

Florya Halit Aydın Yerleşkesi’nde düzenlenen açılış törenine Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Eski AB Bakanı Egemen Bağış, Küçükçekmece Kaymakamı Harun Kaya, Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz, İAÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Mustafa Aydın, İAÜ Rektörü Prof. Dr. Yadigâr İzmirli, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Yeni eğitim öğretim yılı ilk dersini de açılış konuşmasıyla birlikte yapan Bekir Bozdağ da öncelikli olarak bütün eğitim camiasının eğitim öğretim yılını kutladı. Bununla birlikte özellikle Kuzey Irak’taki referandum ile ilgili başlıklara yer veren Bozdağ’ın konuşması şu şekildeydi;

“Etrafımızda olup bitenlere göz yumamayız”

“Türkiye’nin etrafında olup biten hadiselere hepimizin dikkat kesilmesi lazım. Dışarıda olan her şey Türkiye’nin içini etkilemektedir. Türkiye sınırında geçekleşen hadiselere elbette gözümüzü kapamayacağız. Kuzey Suriye’de yeni bir Kürt oluşumuna ya da Kürt devletine eğer Türkiye göz yumarsa yakın gelecekte hepimizin aleyhine çok büyük sonuçlar doğuracaktır. Onun için Fırat Kalkanı operasyonu yapıldı, onun için hem Amerika hem Rusya hem de İran’la bütün taraflarla görüşüyor ve bu bölgede terör örgütlerinin silinmesi, yok olması ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün siyasi birliğinin korunması konusunda Türkiye üzerine düşeni bu zamana kadar yapmıştır bundan sonra da yapmaya devam edecektir.”

“Kuzey Irak’taki referandum gayrimeşrudur”

“Irak’ta da aynı şey geçerli. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi referandum kararı aldı ve uyguladı. Bu referandum gayrimeşrudur ve yok hükmündedir. Barzani yönetimi referandumu iptal edildiğini ve bunun hiçbir geçerliliği olmadığını ilan etmelidir. Diğer bir konu Irak’ın toprak bütünlüğüne siyasi birliğine ve egemenlik haklarına korunması konusunda herhangi bir farklı bir düşünceye sahip olmadığını ve bunları aynen kabul ettiğini de ilan etmelidir. Üçüncüsü Irak Hükümeti İle kendi aralarında olan anlaşmazlıkları çözmek için şartsız Irak hükümeti ile görüşmelere başlamalılar. Dördüncüsü de bu referandumun kesinlikle bölgedeki statülerde herhangi bir değişikliğe yol açmayacağın ve Irak anayasasının kendileri için de bağlayıcı ve geçerli olduğunu bir kez daha deklere etmelidir. Bunları yaparsa yaptığı yanlıştan dönmüş oldur. Eğer yapmazsa o zaman bölge bugünkünden daha fazla sıkıntılara gebe demektir ve Türkiye burada olup bitenleri kendi milli güvenliği bakımından doğrudan bir tehdit olarak değerlendirir. Bu tehdidin ve riskin büyümemesi ve ortadan kaldırılması elbette bizim birinci önceliğimizdir. O nedenle Türkiye olarak buradaki gelişmelere yakından takip edeceğiz. Bölgemizde bölgeyi yeni yangınlara yeni kavgalara ve şiddet dalgalarına götürecek adımların atılmasına izin vermeyeceğiz. Bu noktada hükümetimiz kararlıdır.”

“Eğitim bir nesil mimarlığıdır” 

“Üniversitelerimiz, eğitimi kurumlarımız, bizim nesillerimizin, tasarımının ve inşasının yapıldığı yerlerdir. Eğitim bir nesil mimarlığıdır. Bunun inşası eğitim kurumlarında yapılmaktadır. Türkiye, genç nüfusuyla güçlü bir potansiyele sahiptir. Bunu insanlığın faydasına kullanmamız eğitimle mümkündür. İnsan kaynağının kalitesini artırmak, niteliğini geliştirmek, yeni özellikler kazandırmak için eğitime büyük destek verdik. Milli eğitime ayrılan bütçeyi 12 kat artırdık ve 7 milyar liradan, 85 milyar 48 milyon liraya çıkardık. Sadece büyükşehirde olan üniversitelerimizi Türkiye’nin 81 iline yaydık. 75 olan üniversite sayımızı 185’e çıkardık. 558 olan fakülte sayısı 1651’e, 289 enstitü 675’e, 171 olan yüksek okul 467’ye, 494 olan meslek yüksekokulu sayısı 964’e çıkarıldı. Bu rakamlarla yüksek öğretim alanı rekabete açılmıştır. Herkes arkasına bakmadan koşmak durumundadır. Daha iyiyi yakalayabilmek için herkesi bu rekabetin içine çektik. Bu, ekonominin gelişmesiyle, insanın gelişmesiyle, mili iradenin Ankara’da güçlenmesiyle birlikte Anadolu’ya yayıldı. Bu, aynı zamanda Türkiye’nin her yerinden marka üniversitelerin çıkabileceğini ve dünyaya açılabileceğini gösteriyor.”

‘Üniversiteler toplumla bütünleşmeli’

Üniversitelerin insana şekil veren, insanları geleceğe hazırlayan kurumlar olduğunu belirten Dr. Mustafa Aydın da, “Üniversiteler elbette ki öğrenci odaklı olarak aktif çalışmalı. Ama her üniversitenin de akademik personel yetiştirme diye bir misyonu olması lazım. Önce insana şekil veren eller hazır olmalı. Akademik kadro, teknolojik, siyasi, ekonomik, bilimsel ve kültürel olarak hazır olmalı. İstanbul Aydın Üniversitesi, kendi alanında çalışma yapan nitelikli akademisyenler tarafından, müfredatın dışına çıkıp kamu, özel sektör işbirliğiyle günün ve dünyanın ihtiyaçlarına uygun olacak gençler yetiştiriyor. Üniversitemiz, öğrencilerin aldığı teorik eğitimi pratiğe dönüştürmelerine imkan sağlayan bir üniversite” dedi.

Dr. Aydın, üniversitelerin toplumla bütünleşmesi gerektiğini belirterek, aksi halde bilginin ürüne ve teknolojiye dönüşmesinin mümkün olmadığını kaydetti ve İstanbul Aydın Üniversitesi’nin elde ettiği bilgiyi, ar-ge’yi, teknolojiyi toplumla paylaşma misyonu içinde hareket ettiğinin altını çizdi.

Türkiye’de 43 milyonun üzerinde bir eğitim nüfusu olduğunu kaydeden Dr. Aydın, ülkemizin kendi kaynaklarıyla bu nüfusu istihdam etmesinin olanaksız olduğunun altını çizdi ve “Dünya ile rekabet edebilmek için dünya insanı olmak zorundayız. Öyle silahlarla teçhiz edilmemiz gerekiyor, donatılmamız gerekiyor ki bilgi, teknoloji, gelişim, sağlık, fen dünyanın her yerinde iş bulabilen, iş yapabilen mezunlar yetiştirmek zorundayız. Bizler de kendimizi ona göre yetiştirmek zorundayız, ona göre kurgulamamız lazım” şeklinde konuştu.

_________________________________________________________________________________________________________

Istanbul Aydin University 2017-2018 Academic Opening ceremony was opened by Vice Prime Minister Bekir Bozdag

Starting his speech with referendum in Northern Iraq Vice Prime Minister Bekir Bozdag “ Barzani should cancel the referendum. We cannot ignore     political developments where happens in our borders.”

Vice Prime Minister Bekir Bozdağ, Former EU Minister Egemen Bağış, Kucukcekmece Governor Harun Kaya, Kucukcekmece Mayor Temel Karadeniz, president of Istanbul aydın University (IAU) Mustafa Aydın, IAU Rector Yadigar Izmirli, academicians and students have participated IAU 2017-2018 Academic Year Opening Ceremony.

During the opening speech Vice Prime Minister has congratulated all education community for new academic year and he has mentioned about situation of referendum where has conducted in Northern Iraq.

Vice Prime Minister Bekir Bozdag has mentioned following subject”

 “We cannot ignore what’s happening around us”

“We should all be sensitive what’s goings on around Turkey.

What’s happening to outside of Turkey impacts inside. We cannot ignore incident that happens in our borders.  If Turkey ignores a new Kurdish structure and a Kurdish country where will plan to establish in Northern Syria, in the near future the bad consequences will be waiting for us. That’s why the operation Euphrates Shield was executed. That’s why Both USA, Russia and Iran has been meeting with all sides. Turkey has done its part and ıt will continue to do to protect Syrian territorial integrity and to vanish terrorists in these geography.”

 Referendum in North Iraq is illegitimate”

The Kurdish regional president, Masoud Barzani has conducted referendum. This referendum is illegitimate. The Iraqi government has declared that this referendum is totally illegal and It threat for Iraq territorial integrity and sovereignty of Iraq. Iraqi government and Kurdish government should meet to solve their problem. Kurdish Government should declare that they bind with Iraq constitution and this referendum will not damage any status quo. If they do that, they can solve their problems. But if they do not, then ıt means there are many difficult situation that are waiting for them. In this situation turkey evaluate all this political developments as a national threat. Our priority is that to extinguish these risks and threats. That’s why Turkey will keep an eye on developments in this area. We will not allow any other conflicts. Our government is decisive in this point.

“Education is a kind of architecture which shapes generation.”

Our universities, educational institutions, places where our generation, design and construction are made. Education is a generation of architecture. Construction of this is done in educational institutions. Turkey has great potential with its young population. We have been supporting education to increase quality of education and to develop quality of education and to get new qualifications. National education budget has increased by 12 times (from 7 billion liras to 85 billion 48 million liras.) We have universities in 81 provinces of Turkey. We have increased number of Our University from 75 to 185. The number of faculties was increased from 558 to 1651. The number of institutes was increased from 289 to 675, the number of college was increased from 171 to 467, and the number of vocational school was increased from 494 to 964. All education intuitions are ready for competition. We’ve gotten into this competition in order to get better. This is also show that each Turkish university can create their own brand and compete with World universities

“Universities should integrated with society”

Remarking that the universities are the institutions that shape people and prepare people for the future, Dr. Mustafa Aydin, “Universities should work student-focused. But every university should have a mission to raise academic staff. The academicians who shape human, should be ready first. The academic staff must be technologically, politically, economically, scientifically and culturally prepared. Istanbul Aydin University educate young people who will go out of the curriculum by qualified academicians work in their own fields. Our university care the needs of the world with the cooperation of public and private sectors. Our university is a university that allows students to transform theoretical education into practice.

Dr. Aydin emphasized that universities should be integrated into society otherwise it was not impossible to turn knowledge into product and technology. Our aim is that to share knowledge and technology with society

Highlighting that there are more than 43 million education populations in Turkey, Dr. Aydin “it is impossible for our country to employ this population with its own resources. We have to be a people of the world in order to compete with the world. We have to equip ourselves with weapons such as knowledge, technology, development, health, science. We have to educate students who are able to find jobs all over the world. “

05.10.2017

KENT KONSEYİ YÖNETİM KURULU TOPLANTISI

Türkiye’nin en kalabalık ilçelerinden biri olan Küçükçekmece’yi daha güzel yaşanır bir kent haline getirilip ve tüm kenti kapsayan ortak çalışmaların oluşturulması yönünde Küçükçekmece Kent Konseyi Yönetim Kurulu Toplantısı gerçekleştirildi.

“KENT KONSEYİ KENTTEN KOPUK OLAMAZ”

Konuyla ilgili görüşlerini açıklayan Küçükçekmece Kent Konseyi Başkanı Dr. Mustafa Aydın, “Küçükçekmece Kent Konseyi, kentimizin sosyal, ekonomik, eğitim ve kültür alanlarında, daha çağdaş ve daha yaşanılabilir bir kent düzeyine ulaşabilmesi için dinamik, insan merkezli, güvenilir, yerinden yönetim anlayışını hâkim kılmak ve ilçemizin tarihi, kültürel, doğal, tüm değerlerine sahip çıkmak, ilçemizi ihtiyaçlara duyarlı bir kent haline getirmek için projeler üretmeyi misyon edinmiştir. Yaptığımız bütün çalışmaları Küçükçekmece Kaymakamlığı, Küçükçekmece Belediye Başkanlığı, Sivil Toplum Örgütleri ve kanaat önderleri ile koordineli olarak yürütmekteyiz. Amacımız, ilçemizin daha yaşanabilir bir kente dönüşmesine katkı sunmaktır. Şu konuda da şüphe yok ki, halktan ve kentten kopuk bir kent konseyinin hiçbir anlamı yoktur. Bu açıdan Kent Konseyleri, kentin aort damarıdır diyebiliriz” diye konuştu.

“KENT KONSEYLERİNDE ORTAK AKIL ESASTIR”

Kent Konseyleri’nin 5393 sayılı Belediye Kanunu ve 26313 sayılı Kent Konseyi Yönetmeliği’ne dayanarak kurulmuş yapılar olduğunu hatırlatan Dr. Aydın, “Kent Konseyleri’nin kuruluş amaçları, kent yaşamında, kent vizyonunun ve hem şehirlilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım, yönetişim ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmektir. Merkezi yönetimin, yerel yönetimin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ve sivil toplumun ortaklık anlayışıyla, hem şehirlilik hukuku çerçevesinde buluştuğu; kentin kalkınma önceliklerinin, sorunlarının, vizyonlarının sürdürülebilir kalkınma ilkeleri temelinde belirlendiği, tartışıldığı, çözümlerin geliştirildiği ortak aklın ve uzmanlaşmanın esas olduğu demokratik yapılar ile yönetişim mekanizmalarını ifade eder” diye konuştu.

__________________________________________________________________________________________________________________

City Council Board of Director Meeting

Kucukcekmece City Council has brought together to make Kucukcekmece, the most crowded district in Istanbul, beautiful and livable,

“City Council cannot disconnect from city”

Expressing his ideas about Kucukcekmece district, President of City Council Dr. Mustafa Aydin” Kucukcekmece City Council aims to dominate the dynamic, human-centered, reliable and in-place management approach to reach a more contemporary and more livable city level in the social, economic, educational and cultural areas of our city. We work with Kucukcekmece governor, Kucukcekmece City hall, non-governmental organizations and opinion leaders coordinately. Our aims to make this district more livable. We cannot think a city hall which disconnect with city and its people. We can say that City council is aorta of the city.”

“City Council based on common sense”

Reminding of regulations of City Council, Dr. Aydın” The purpose of the City Councils is to promote the development of city vision and urbanization awareness, protection of city rights and law, sustainable development, environmental awareness, social assistance and solidarity, transparency, accountancy and accountability. The central government, the local government, professional institutions in the form of public institutions, and civil society have a common understanding of both urban and urban law;

11.09.2017

background

Follow on Twitter

Follow on Twitter for news, updates and notices.

Istanbul Aydin University Chairman of the Board of Trustees / BIL Holding and BIL Education Institutions Chairman of the Board of Directors / Cyprus Science University Honorary President

  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image

Follow on Instagram

FOLLOW ON @profmustafaaydin