Türk kültürünün dünü, bugünü, yarını masaya yatırıldı

Aydın Düşünce Platformu’nun düzenlediği “Türk Kültür Alanında Ufuk ve Ülkü” çalıştayı, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan’ı ağırladı. Çalıştayda Türkiye’nin ve Türk kültürünün geçmişi, bugünü ve geleceği ele alındı.

İstanbul Aydın Üniversitesi bünyesindeki düşünce kuruluşlarından Aydın Düşünce Platformu, “Türk Kültür Alanında Ufuk ve Ülkü” başlıklı bir çalıştay gerçekleştirildi. Çalıştaya iş, sanat, siyaset, akademi ve bürokrasi dünyasından seçkin konukların yanı sıra Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan ve İAÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Doç. Dr. Mustafa Aydın katılım sağladı. Üniversite’nin Florya kampüsünde gerçekleşen etkinlikte Türkiye’nin ve Türk kültürünün geçmiş, bugünü ve geleceği konuları ele alındı.

“Sanat ve kültür değerlerimiz yükselmeden, ülkemizin refahını bir yere taşımak mümkün değil”

“Sanat ve kültür değerlerimiz yükselmeden geleceğimizi, ülkemizin refahını bir yere taşımak mümkün değil” diyerek toplantı öncesi görüşlerini sunan Ahmet Misbah Demircan, “Kültür ve sanat hayatı bizim her şeyimiz. Kültür Bakanlığının en asli görevi, kültür ve sanatın geçmişle bağlarını kurarak geleceğe ilham verecek şekilde memleketimizin gelişmesine katkı sağlamak. Bakanlığımızın bu anlamdaki politikalarını ve stratejilerini belirlerken bilim adamlarımızın çok yönlü olarak dilinden, edebiyatından, şiirinden, fikri mülkiyetinden, tasarımından, endüstriyel tasarımından, düşüncelerini ve kanaatlerini öğrenerek ona göre stratejilerini ve isteklerini belirlemek. Bunlarla birlikte belki finalde gelişmiş şehirler kavramının içerisini doldurmak gibi hedefler var. Bu stratejilerin sürekli yapılıyor olması ve kendini yenilemesi gerekiyor. Bu çerçevede Aydın Üniversitesi’nin davet ettiği bilim adamlarıyla birlikte bugün bir anlamda çalıştayla birlikte stratejimize destek olacak bu toplantıyı gerçekleştiriyoruz. Eminim güzel sonuçlar çıkmış olacak” şeklinde konuştu.

Turkish culture’s yesterday, today and tomorrow were discussed

The “Horizon and Ideal in Turkish Culture Area” workshop organized by Aydın Thought Platform hosted Ahmet Misbah Demircan, Deputy Minister of Culture and Tourism. Past, today and future of Turkey and Turkish culture were discussed in the workshop.

A workshop titled “Horizon and Ideal in the Field of Turkish Culture” was held at Aydın Thought Platform, one of the think tanks within the body of Istanbul Aydın University. Besides the distinguished guests from the world of business, art, politics, academia and bureaucracy, Deputy Minister of Culture and Tourism Ahmet Misbah Demircan and Chairman of IAU Board of Trustees Assoc. Prof. Mustafa Aydın have participated to the workshop. Past, today and future of Turkey and Turkish culture were discussed at the event held in the Florya Campus of the University.

“It is not possible to carry the welfare of our country to a place before our artistic and cultural values rise.”

Expressing his opinions before the meeting, Ahmet Misbah Demircan said that “It is not possible to carry the welfare of our country to a place before our artistic and cultural values rise.”. “Culture and art life is our everything. The main task of the Ministry of Culture is to contribute to the development of our country by inspiring the future by establishing the ties of culture and art with the past. While determining the policies and strategies of our Ministry in this sense, to determine the strategies and wishes of our scientists by learning their language, literature, poetry, intellectual property, design, industrial design, thoughts and opinions. Also, there are goals such as defining the concept of developed cities in the final. These strategies need to be made constantly and renew themselves. In this context, today we are carrying out this meeting that will support our strategy in a sense together with the scientists invited by Aydın University. I am sure there will be good results.”

TBB Başkanı Feyzioğlu: “Doğu Akdeniz’den vazgeçmek vatana ihanettir”

Aydın Düşünce Platformu’nun ocak ayı toplantısında Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri uluslararası hukuk boyutuyla ele alan TBB Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, “Libya mutabakatıyla tescillediğimiz deniz yetki alanının bize ait kısmında dünyanın en zengin ve en kaliteli doğal gaz potansiyeli bulunmaktadır. Bundan vazgeçmek vatana ihanettir” dedi.

İstanbul Aydın Üniversitesi bünyesindeki düşünce kuruluşlarından Aydın Düşünce Platformu, ocak ayı ilk toplantısında Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ı değerlendirmek üzere, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nu ağırladı. “Doğu Akdeniz, Kıbrıs ve Uluslararası Hukuk” başlığıyla gerçekleşen toplantıda Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki varlığının hukuki temeline ilişkin bilgiler veren Feyzioğlu, enerji kaynaklı güç savaşları, Kıbrıs’ın durumu ve geleceği gibi merak edilen pek çok konuyu ele aldı.

“Uluslararası hukuk Türkiye’nin yanında”

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki varlığı ve faaliyetlerinin uluslararası hukuka yaslandığını ifade ederek konuşmasına başlayan Feyzioğlu, “Biz Doğu Akdeniz’de mavi vatana sahip bir ülkeyiz. Dolayısıyla denizler üzerinde egemenlik hakkımız var. ABD ve Rusya başka yerlerden geliyor, İngiltere’nin Akdeniz’e kıyısı yok. Onların orada bulunurken, Doğu Akdeniz’deki bir deniz ülkesinin orada ne yaptığını sormak abestir. Bence bu soruları ABD, Fransa gibi ülkelere soralım. Türkiye’nin üstün menfaatleri Doğu Akdeniz’de güçlü olmasını gerektiriyor. Uluslararası hukuk da Türkiye’nin yanındadır” dedi.

“Libya mutabakatı devlet aklıyla yapılmış doğru bir iştir”

Türkiye ile Libya arasında imzalanan ‘münhasır ekonomik bölge sınırlandırma anlaşmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Feyzioğlu, “Libya mutabakatı son dönemde devletin yaptığı bir mutabakattır. Bu mutabakat üzerinden lehte ve aleyhte siyasi particilik yapmayı da asla doğru görmüyorum. Bu devlet aklıyla doğru yapılmış bir iştir. Zamanlaması daha erken olsaydı keşke ama maalesef istediğinizde olmuyor. Türkiye, Birleşmiş Milletler tarafından tanınan meşru hükümeti doğru zamanda desteklemiş ve karşılığında da Libya ile bu mutabakatı yaparak deniz yetki alanlarının sınırlarını belirlemiştir. Doğu Akdeniz’de güçlü bir iddiada bulunmak ve gerek askeri, gerek onu destekleyecek şekilde hukuki anlamda kendimizi göstermek Türkiye’nin geleceği açısından hayati önemdedir. Libya mutabakatıyla tescillediğimiz deniz yetki alanının bize ait kısmında dünyanın en zengin ve en kaliteli doğal gaz potansiyeli bulunmaktadır. Bundan vazgeçmek vatana ihanettir” diye konuştu.

“Sorunları aşmak için güvenilir yargı gerekli”

Doğu Akdeniz sorununun Kıbrıs ile yakından ilişkili olduğunu dile getiren Feyzioğlu, “KKTC ve Türkiye’nin kıta sahanlığı birleştiğinde hem Kıbrıs Türkü’nün hem de Türkiye’nin geleceği için fevkalade önemli bir alana sahip oluyoruz. Uluslararası hukuk tabi ki bizden yana ama uluslararası hukuk da haklı olmak yetmiyor. Askeri ve ekonomik anlamda da güçlü olmak gerekiyor. Türkiye’nin askeri anlamda gücü ortadadır. Ekonomik anlamda da üzerimizde oynanan bir takım sıkıştırmalar ve senaryoların sebebini biliyoruz. Bunları aşmak için güvenilir yargı gereklidir, çünkü yargısı güvenilir olan bir ülkeye yerli yabancı yatırımcı gelir ve o ülkenin ekonomisi güçlenir. Güçlü ekonomi olursa her türlü senaryoya karşı dururuz” şeklinde konuştu.

“Türkiye yaptırım uygulayabilir”

Doğu Akdeniz’e kıyısı olmayan devletlerin İsrail ve Mısır gibi ülkelere destek vererek enerji paylaşımına dahil olmaya çalıştığına dikkat çeken Feyzioğlu, “İsrail, Mısır ve hatta Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin çıkaracağı doğal gazın piyasada verimli olması için Türkiye’den geçmesi lazım. Yoksa likit hale getirilip oradan satılması olmaz. Doğal gaz boru hattı döşeneceği söyleniyor. Bizim bölgemizden doğal gaz boru hattı geçirmek için bize sormaları lazım. Buna rağmen geçirirlerse bu uluslararası hukuku ihlal eder ve Türkiye buna yaptırım uygular” dedi.

“Çok az ülkenin sahip olduğu bir filoya sahibiz”

Rum yönetiminin Fatih sondaj gemisinin personelini tutuklamakla tehdit etmesinin uluslararası hukuka aykırı olduğunun altını çizen Feyzioğlu, böyle bir eyleme güçlerinin yetmeyeceğini söyledi. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj gemilerine yenilerini ekleme kararını doğru bulduğunu ifade eden Feyzioğlu, “Şu anda sismik araştırma ve sondaj gemilerine baktığımızda dünyada çok az ülkenin sahip olduğu bir filoya sahibiz. Birçok ülke günlük muazzam paralar ödeyerek bu gemileri kiralıyor. Çok doğru ve stratejik bir hamledir” ifadelerinde bulundu.

TBB President Feyzioğlu: “Giving up on the Eastern Mediterranean is treason”

The President of TBB, Lawyer Prof. Dr. Metin Feyzioğlu said who handled the developments in the Eastern Mediterranean at the international meeting of Aydın Thought Platform in January said that “The part of the maritime jurisdiction that we registered with the Libyan agreement has the richest and highest quality natural gas potential in the world. Giving up on this is treason.”

Aydın Thought Platform, one of the think tanks in Istanbul Aydın University hosted the President of Union of Turkish Bar Association (TBB) lawyer Prof. Dr. Metin Feyzioğlu in January meeting to evaluate the eastern Mediterranean and Cyprus. Providing information on the legal of Turkey’s presence in the Eastern Mediterranean at the meeting titled “Eastern Mediterranean, Cyprus and International Law”, Feyzioğlu talked about a number of issues such as energy sourced power struggle, the Cyprus situation and its future.

“International law is supporting Turkey”

Stating that the presence and activities of Turkey on the Eastern Mediterranean is on the basis of international law, “we are a country has the blue homeland in the Eastern Mediterranean. So we have the right to rule over the seas. The USA and Russia come from other places, England has no coast to the Mediterranean. It is absurd to ask what a sea country in the Eastern Mediterranean has been doing there while they were also there. I think we should ask these questions to countries such as the USA and France. Prior interests of Turkey require it to be strong in the Eastern Mediterranean. International law is supporting Turkey.”

“The Libyan reconciliation is the right thing done with the mind of the state.”

Evaluating the exclusive economic zone restriction agreement signed between Turkey and Libya, Feyzioğlu said “The Libyan reconciliation is a recent agreement by the state. I do not think that it is right to do political partisanship in favor and against this agreement. This is a job done with the mind of the state. I wish it had been earlier, but unfortunately it doesn’t happen when you want it. Turkey has supported the legitimate government recognized by the United Nations at the right time and making this agreement with Libya in return has determined the limits of maritime jurisdiction areas. Making a strong claim in the Eastern Mediterranean and raising to the occasion both military and legal sense, that supports, has a crucial importance for the future of Turkey. The part of the maritime jurisdiction that we registered with the Libyan agreement has the richest and highest quality natural gas potential in the world. It is treason to give up on it.”

“Reliable judgment is required to overcome problems”

Stating that the Eastern Mediterranean problem is closely related to Cyprus, Feyzioğlu said “When combined TRNC and Turkey’s continental shelf, we acquire a field with great importance for both the future of Cypriot Turks and Turkey. International law is of course on our side, but being right in international law is not enough. It needs to be strong in military and economic terms. Turkey’s military power is obvious. We know the reason for a number of compressions and scenarios played on us in economic terms. To overcome these, a reliable judgment is required because a foreigner investor comes to a country whose judgment is reliable and the economy of that country strengthens. If there is a strong economy, we will stand against any scenario.”

“Turkey may impose sanctions”

Feyzioğlu pointed out that states that do not have a coast to the Eastern Mediterranean try to participate in energy sharing by supporting countries such as Israel and Egypt and said that “Israel, Egypt and even the Greek Cypriot’s administrations’ natural gas have to go through Turkey to be efficient in market. Otherwise, it will not be made liquid and sold there. Gas pipeline is said to be laid. They have to ask us to pass a natural gas pipeline from our region. Nevertheless, if they pipe, it would be violation of international law and Turkey can apply sanctions.”

“We have a fleet owned by very few countries”

Underlining that the Greek administration threatened the Fatih drill ship to arrest its personnel, Feyzioğlu said that they are not strong enough to do such an action. Expressing that Turkey’s decision to add new drilling ships in the Eastern Mediterranean was right, Feyzioğlu said “Currently, when we look at seismic research and drilling ships, we have a fleet owned by very few countries in the world. Many countries rent these ships by paying huge amounts of money daily. It is a very correct and strategic move.”